Arka kapaktan;
Dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlarca okura ulaşan Marc Levy, son dönem Fransız edebiyatının en gözde yazarlarından biri. Okurlarına bir kez daha duygu ve mizah yüklü bir dünya sunuyor; Londra'nın göbeğindeki Fransız mahallesinde geçen sımsıcak, sevecen ve sevimli bir öykü anlatıyor.
Otuzlu yaşlarını süren, boşanmış ve çocuklu iki eski arkadaş, hayatlarını yeniden kurmak için aynı çatı altına yerleştiklerinde bir kural koyarlar: Kadınların ve çocuk bakıcılarının bu eve girmesi yasaktır. Biri son derece egoist ve çocuk kalmış, öbürü mükemmeliyetçi ve özverili bu iki adam, kimi zaman çatışarak, kimi zaman uzlaşarak birlikte yaşamaya çalışırken yalnız değildir. Çevrelerinde dostları ve kapılarında bekleyen aşkları vardır. Ama geçmişin izlerini silecek gücü bulabilecekler midir?
Adımını atınca yemyeşil çimenlere negatif enerjini bırakabileceğin bir balkonda çayımı yudumlarken, kuş sesleri eşlik ediyordu bu huzurlu ana... Efrafta palmiye ağaçları.. Biraz ileride okyanus.. Huzur var burada, sadece huzur! Sessizlik nasıl da güzel. Böyle bir mekanda başladığım kitap önce biraz şaşırttı beni. Hani diğerlerinde beni doğrudan içine çeken Marc Levy kitapları nerede? Neyseki çok sürmedi bu bekleyiş.
Bir Marc Levy romanını daha okuyup bitirmiş olmanın hem mutluluğunu hem de hüznünü beraber yaşıyorum! Mutluyum, çünkü beni bekleyen Marc Levy kitaplarına yelken açmanın vaktidir. Hüzünlüyüm, çünkü tadı yine damağımda kaldı. Gerçi daha önceden okuduğum romanlarını da göz önüne alarak, en keyif aldığımdan aşağıda doğru bir sıralama yapmam gerekse, sanırım bu kitap en alt sırada alır yerini.
Anlaşılan Marc Levy beklentimi o kadar yükseltmişki ilk satırlarından itibaren konusu ile beni bir an önce sarmasını ve içine çekmesini bekledim. Beklentime cevap biraz daha geç oldu fakat sonuç önemli :) Sonrasında hareketlenen konu beni mutlu etmesine etti de kitap bende alelacele bitirilmiş hissi uyandırdı. Konu biraz daha işlenmeliydi.
Kitaptaki kadın karakterlerden birinin bir iki yerde aniden ortaya çıkması biraz tuhaf geldi. 'Heey! Gerçek hayatta olmuyor böyle şeyler' diye müdahale etmek istedim. Ee romanlarda ve filmlerde olmayacakta böyle şeyler nerede olacak değil mi?
Kitabın bir yerine 'senin bakışlarında yaşlanmak istiyorum ve hayatımın sonuna kadar senin gecelerini giyinmek istiyorum' diye bir cümle geçiyor. Nasıl da güzel bir evlenme teklifi ama! Romantik aşıklara duyurulur:)
Aslında kitaptan keyif almamızda çevirmenlerin büyük rolü var. Ayça Sezen'e başarılı çevirisi için çok teşekkürler.
Bu defa Karadeniz parlıyor önümde ışıl ışıl.. Bir sonraki durağı olamayacak kadar kısa geliyor kitap..
S.
Dostlarım Aşklarım
Marc Levy
Çeviri: Ayça Sezen
Can Yayınları, 2010, 279 sayfa